29 Nisan 2009 Çarşamba

KIRKALTI KARAKALEM NİSAN 2009


YENİDEN KARAKALEM

2007 Ekim'inde Yüxexes Karakalem adıyla yayın hayatına atılan, geçtiğimiz son üç ayda yayınına ara veren Karakalem dergisi, değişen kapak tasarımı ve görsel yapısıyla, bu kez Kırkaltı Karakalem adıyla okuruyla buluşuyor. “Dışarıda” kalmayı tercih eden her türlü sanat, edebiyat oluşumunu içine almayı hedefleyen Karakalem, kara edebiyatın, şiddetin ve karşı duruşun estetiğini yakalamaya devam edecek. Genel Yayın Yönetmenliğini Altay Öktem'in, Fotoğraf Direktörlüğünü Mehmet Turgut'un yaptığı Kırkaltı Karakalem'in Nisan 2009 sayısı, 20 Mart'ta tüm Türkiye'de piyasaya çıkacak.

Kırkaltı Karakalem'in Nisan sayısında, “Batman Kara Şövalye” adlı filmi çevirdikten sonra aramızdan ayrılan Heath Ledger'ın müthiş oyunculuğu sayesinde tekrar gündeme gelen Joker karakteri, tüm yönleriyle inceleniyor. Hatta Joker, Karakalem sayesinde yeniden canlanıyor! Çünkü ünlü oyuncu Fikret Kuşkan, saatler süren kostüm ve makyaj hazırlıklarının ardından, bambaşka bir yüzle, gerçek bir Joker olarak geçti Mehmet Turgut'un objektifinin karşısına.

Kanlı insanlık tarihinin kazıklı kralı Vlad Tepes, nam-ı diğer Dracula da bu sayının kapsamlı dosyalarından biri. Eroin Güncesi adlı kitabıyla Yeraltı edebiyatımıza adını unutulmaz harflerle kazıyan ve umulmadık bir anda altın vuruşla aramızdan ayrılan Kanat Güner de, underground çevrenin yakından tanıdığı bir yazarın, Sandi'nin kalemiyle anılıyor.

Bir yanı şeytani, bir yanı komik bir çizer; Bahadır Baruter, hayatını her yönüyle anlatıyor Deniz Durukan'a. Bununla da kalmıyor, inanılmaz pozlarla çıkıyor Mehmet Turgut'un karşısına.

Cemal Süreya'nın ebeveyn motifine yaklaşımı kapsamlı bir biçimde incelenirken, Altay Öktem önemli Kürt şairi ve aydını Kemal Burkay'la geniş bir söyleşi yapıyor. Fotoğrafçı kimliğiyle Umay Umay, şair kimliğiyle Fikret Kuşkan, Celine yazısıyla Hakan Günday, Şeytan'ın Türkçe Sözlüğü'yle Sabri Kaliç, yazar ve müzisyen Aydilge, Hakan Bıçakçı, çizgi roman ve anime dosyaları, Chuck Palahniuk, Arundhati Roy incelemeleri, modern halk şiiri, postmodern divan şiiri derken, daha onlarca yazar ve sanatın bir “üst-dil” değil “dış-dil” olduğunu kanıtlayan onlarca konuyla dopdolu Kırkaltı Karakalem.

FİKRET KUŞKAN'IN GÖZÜNDEN JOKER

“Acımasız dünyadaki en büyük erdem şanstır”Joker bir şanstır. Eğer elindeki kartları doğru oynarsan. Aksi halde elinde patlar o şans. Bazen Kara Şövalye’deki Joker gibi elin ne kadar kötü gelirse gelsin, elindeki kartla tüm oyunu çevirebilirsin. Deha ve delilikle…

Fikret Kuşkan

“Delilik Yerçekimi Gibidir!”Tuhaf tabii, bir deste kâğıdın içinde tek farklı ve benzemez olan bir kâğıt. Gelir ve ortalığı karıştırır. Ve bir anda her şeyin yerine geçebilir. Senin yerine bile. Sonra bir bakarsın ki, o zaten hep senin içinde, bir yerlerde saklı kalmış. Sorun şu, bir yerde okumuştum; “sen sicili temiz ama ruhu kirli kalmış” olarak saklanırsın. Joker ise hep ortadadır.Fikret Kuşkan“Nedensiz Kötülük! Ya da en iyiyi seçip aşağıya çekmek”Aslında Joker’in kötülüğünün nedeni yok. Altında yatan bildiğimiz, geçerli bir hikâyesi de yok. Sebebi olan kötülüğü belki anlamaya çalışabiliriz. Ama saf kötü olan birçok insan var hayatta. Kötünün en büyük zevkidir, zaferidir en iyiyi seçip aşağıya çekmek. Belki de tabiat, iyiliğin karşısına kötülüğü koyarak sınavdan geçiriyor insanı.

Fikret Kuşkan

“Hak edilmiş bir kahramana değil, halkın istediği kahramana ihtiyaç duymak…”Yığın dediğimiz şeyin ardında sürü psikolojisi var. Sürünün dışına çıkanı kurt kapar derler ya, hayır! Gidip kurtların lideriyle arkadaş olur onlar. Yani kurt kapmaz onları.

Fikret Kuşkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...