28 Kasım 2010 Pazar

Rock Yaşamı: Bir Tercih Meselesi- İstanbul'da Rock Kültürü




Basın Bülteni


Melike Aslı Şahinsoy’un ilk kitabı
“İstanbul’da Rock Kültürü, Yeraltından Yeryüzüne” Clinart Yayıncılık’tan çıktı

İstanbul’da rock
yeraltından yeryüzüne nasıl çıktı?

Rock Yaşamı: Bir Tercih Meselesi

"Hayatı seç. Mesleğini seç. Kariyerini seç… Çamaşır makinelerini seç, CD çalarları, elektrikli konserve açacaklarını… Arkadaşlarını seç. Kıyafetlerini, bavullarını… Yaşamı seçmemeyi seç. Başka bir şeyi seç... Geleceğini seç."
Hodge (Welsh, Irvine. Trainspotting, 1993)

Yaşam içerisinde birçok alternatif barındırır ve kendi yaşamımızı yaptığımız seçimler doğrultusunda biz yaratırız. Mesele seçim yapmaktır. Kıyafet stilimizi, dinlediğimiz müziği, arkadaşlarımızı, yemeğimizi seçeriz ve tüm bu seçimler toplum içerisinde durduğumuz yeri belirler.

İstanbul’da 1980’li yıllarda genç rocker’lar da protest içerikli seçimlerini yapmışlardı. Giyim kuşamları ve dinledikleri müzikle bütünleşen yaşam tarzlarıyla bir alt-kültür oluşturdular. 1990’lı yıllar boyunca devam eden bu alt-kültür, o yıllarda müzik dünyasına hakim olan pop patlamasının gürültüsü ve popülerliği altında kendine özgü bir yaşam olarak akıp gitti.

Fakat Türkiye’de bireyler doğal aidiyetleri nedeniyle olduğu gibi, kişisel tercihleri nedeniyle de her an başlarını belaya sokma tehlikesi yaşarlar. 1990’lı yılların sonunda medyanın gündemine oturan satanist cinayetleri ve intiharlar rocker’ların başlarına mikro ve makro ölçekte çoraplar örmeye başladı.

O yıllarda kopan gürültü ve satanist olarak isimlendirilip dışlanan gençlerin yaşadıkları acıların 2010 yılına geldiğimizde artık esamesi okunmuyor. O yılları yakından yaşayanların tuhaf da bulacakları bu yeni durumun nedeni, sosyolojik bir dönüşümde yatıyor. Her nasıl olduysa, 2000’li yıllar ile birlikte, sunduğu yaşam tarzı büyük bir merak konusu olan rock müzik, bu kez günümüzün hızla tüketilen bir popüler kültür malzemesi haline geldi.

Rock kültürü ve rock müzik üzerine yazılarıyla tanınan Melike Aslı Şahinsoy’un İstanbul’da rock kültürünün dönüşümü üzerine hazırladığı bilimsel araştırma kitaplaştırıldı. Clinart Yayıncılık tarafından yayımlanan kitapta, rock kültürü ile ilgili kuramsal bilgilerin yanı sıra rock kültürü açısından 1990’lı yıllar ile 2000’li yıllar arasındaki farklılıklar irdeleniyor. 1990’lı yıllar boyunca bir alt-kültür olarak dikkat çeken rock kültürü, 2000’li yıllarda gündeme gelen Satanist cinayetleri ile farklı bir süreç yaşamaya başladı. Kitapta bu dönemde bir alt-kültürün üyeleri olarak haksızlığa uğrayan rocker’ların tanıklığına da başvuruluyor.

“İstanbul’da Rock Kültürü, Yeraltından Yeryüzüne”, 2000’li yılların başından itibaren bir alt-kültür olmaktan çıkan rock kültürünün popüler kültür ile buluştuğunu ve 1990’lı yıllarda yaşanan pop patlamasına benzer popüler bir başarı kazandığını anlatıyor.

Kitabın kuramsal bölümlerinde rock kültürü ve “ötekilik” kavramının ilişkisi irdeleniyor. Alt-kültür kavramının da bu bağlamda incelendiği kitapta, İstanbul’daki rock kültürü, rock yaşamının bir tercih meselesi olarak insanların yaşamındaki anlamı, İstanbul’un bir metropol olarak bu tercihler için nasıl bir ortam sunduğu, 1990’lar, 2000’li yıllar, popülerleşmenin kanıtı olarak stil sahibi olma talepleri,  yeraltından yeryüzüne çıkan bu kültürün belli başlı tavır değişiklikleri kitapta ele alınan önemli konular arasında.

Rock gruplarının listesi

“İstanbul’da Rock Kültürü, Yeraltından Yeryüzüne” kitabının arka kısmında, kitabın ele aldığı dönemde öne çıkan bazı rock gruplarının isimleri liste halinde yer alıyor. Bu listeyi yazar kişisel gözlemleri ve kaynaklarına dayanarak hazırlamış.
Uzun yıllardır özellikle kentli gençlik açısından önemli bir yaşam tarzı seçeneği olarak dikkat çeken Türkiye’deki rock kültürü hakkında çok az sayıda bilimsel araştırma olduğu göz önünde bulundurulursa, kültürel çalışmalar alanında akademik bir boşluğu dolduran bu kitabın mutlaka edinilmesi ve kütüphanelerde bulundurulması gerekiyor.


Kitaptan bir bölüm:

“İstanbul’da 1990’lar, rock müziğin alt-kültür statüsünü daha da besleyen pop kültürünün hakimiyeti altındaydı. Her ne kadar farklı alt dallara ayrılarak büyümeye başlamış olsa da, rock müziğin kamusal olarak ihmal edilmesi ve görmezden gelinmesi,  belli bir stile sahip olan gruplaşmaların oluşması, bu grupların birlikte zaman geçirebilecekleri mekânların ortaya çıkması ve yasal olmayan fanzinlerle bilgi paylaşımına yol açması bir nevi bu alt-kültürün oluşmasına izin verdi. 1990’lar trajik bir satanist olayıyla kapandı ve bunun sonuçları insanların rock müzikten şüphe duymalarına ama aynı zamanda da bu müziği merak etmelerine yol açtı. Medya bu olaylarla kendi gündemlerini öyle meşgul etti ki, bu da rock müziğin yeraltından yeryüzüne çıkmasına neden oldu.”


Editöre Not:

KİMDİR
Melike Aslı Şahinsoy

1982 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Melike Aslı Şahinsoy, 2004 yılında Marmara Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Ardından Budapeşte’de Central European University’de burslu olarak sosyoloji ve sosyal antropoloji dalında yükseklisans derecesi aldı. Beş yıl boyunca uluslararası özel bir derginin editörlüğünü üstlenen Şahinsoy, daha sonra önde gelen bir stratejik iletişim danışmanlığı şirketinde editör olarak çalıştı. Şu an özel bir üniversitede kariyerine devam eden Melike Aslı Şahinsoy’un çeşitli sektör, edebiyat, müzik ve sinema dergilerinde de söyleşileri ve yazıları yer aldı. Varlık dergisi, Karakalem, Herşeye Karşın, Underground İstanbul, Stüdyo İmge, Marine & Commerce, Teknobilet, Sealife bu dergilerden bazılarıdır. Şahinsoy'un en son yayımlanan hikayesi ise "80'lerde Çocuk Olmak" isimli kitapla raflardaki yerini almıştır.


23 Kasım 2010 Salı

BUSH, JAY LENO'daydı!!!

Dün Jay Leno'da Bush'u izledim. Politik hayatındaki yanlış kararları, tüm dünyayı çıkmaza sürüklediği saçma siyasi yaklaşımlarından bağımsız olarak izledim.

Eski Amerikan Başkanı en son 2000 yılında konuğu olduğu Jay Leno'nun koltuğunda oldukça rahat oturmuş, 10 yıl boyunca kendisiyle neredeyse en fazla dalga geçmiş adamla gayet samimi gülüp eğleniyordu. Hatta, Jay Leno'nun "10 yıl boyunca bana malzeme sağladığınız için çok teşekkürler" demesine dahi içtenlikle gülmeyi başarmasından dolayı kendisine sempati bile duymamı sağladı. Belki de yeni çıkardığı kitabını doğru şekilde "promote" etmek için geçerli bir yol diye düşünenler olabilir. Ama zaten buna ihtiyacı olduğunu da çok sanmıyorum, ne de olsa onu başkan seçen "kalabalık", Bush'un yazdığı kitabı da sorgusuz sualsiz alacaktır.

Benim hakikaten de tek dikkatimi çeken, o espriye açık, rahat tavırlarıyla, kendiyle dalga geçebilen nadir bir başkan olması oldu. Takdir etmedim değil... Ne de olsa biz hayatımızda ve Türk siyasetinde kendisiyle dalga geçilmesine izin veren, yeri geldiğinde alkolikliğinden, yeri geldiğinde aptalca dans etmesinden gülerek bahsedebilecek bir başbakan veya cumhurbaşkanı göremeyeceğiz. Ne de olsa biz iktidardaki hükümet üstü kapalı sözlerle 18-19 yaşındaki öğrenciler tarafından eleştirildiğinde dahi onları yaka paça hapse gönderebilen bir ülkeyiz. Düşüncelerini yüksek sesle dile getiren oldu mu sesini sonuna kadar kısan bir ülkeyiz.

Bush'u hiç sevmem. Aldığı hiçbir siyasi kararı desteklemem. Amerikacı, Amerikancı bir tip hiç değilimdir. Ama gel gör ki, "freedom of speech" olayı bu ülkede hakikaten var. evet, insan hakları da var...ama tabii kendi vatandaşları için... Jay Leno konuşuyor....yıllardır konuşuyor.... ve o uzun çenesiyle baya da para kazanıyor. Dünyanın en çok izlenen talk showunu yapıyor bu adam. Amerikan Başkanlarını ağırlıyor. Bu zamana kadar hangi başbakanımız bizim talk showlara katıldı? Bizimkiler haklarında çıkan karikatürlere bile tahammül edemiyor. Ülkede ne konuşma özgürlüğü ne de mizah anlayışı var.

Bu anlamda Jay Leno'ya konuk olan; Obama'nın ve Bush'un dansları karşılaştırıldığında, kendi dansı hakkında, "Hindistan'a sıtma hastalığı hakkında farkındalık yaratmak için gitmiştim. Orada dans ettiğimde ise herkes sıtmanın ne demek olduğunu anladı", şeklinde konuşarak dansının berbat olduğuyla ilgili esprili bir şekilde dalga geçen, yıllarca alkolizmle nasıl savaştığını anlatan, ailesinden çocuklarından bolca bahsederek iyi aile babası imajı çizen, lakaplarından bahseden ve "bazı konuşmalarımda keşke daha az patavatsız olsaydım" diye itiraflarda bulunan "farklı" bir Bush vardı karşımızda.

Bush'un sıtma dansı... (Getty Images'den alıntıdır)


Garipsedim, sempati duydum, böyle de bir yanı varmış dedim, keşke bizde de bu kadar rahat olabilseler dedim, e be adam politikalarında da keşke daha rahat davransaydın da milleti kasmasaydın dedim, dedim de dedim.

Ama dediğim gibi politik kısmını düşünmeden izledim... sadece bir insan ve eski bir başkan olarak... bu kadar espri kaldırabilmesi hakikaten hoşuma gitti.

programdan bazı görüntüler için:

http://punchbowlblog.com/2010/11/19/george-bush-on-jay-leno/
http://www.nbc.com/the-tonight-show/

5 Kasım 2010 Cuma

80'lerde Çocuk Olmak" Cumhuriyet Gazetesindeydi!

80'lerde Çocuk Olmak" kitap oldu

İnternette 10. yılı geride bırakan, aynı zamanda genç yazarların eserlerini yayımlayan Yitik Ülke, yakın tarihimizin ve internetin en büyük fenomenlerini kapsayan "80'lerde Çocuk Olmak" kitabını 2006'da yine kendi adıyla kurduğu Yitik Ülke Yayınları'nca yayımladı.

Cumhuriyet Haber Portalı

İstanbul- Sitenin ve yayınevinin kurucu editörü yazar-şair Kadir Aydemirtarafından hazırlanan "80'lerde Çocuk Olmak" kitabı şimdiden geniş bir okur kitlesinin ilgisini çekmiş gözüküyor. 89 yazarın bir araya geldiği kitapta, 80'li yılların yaşam tarzı, kültürü, alışkanlıkları, modası ve o yıllarda geçmiş olan çocukluk hatıraları ayrıntılarıyla, neşeli bir dille anlatılıyor. Kitabın arka kapağında okura şöyle sesleniliyor:

"Bu sadece bir kitap mı? Hayır! Bu kitap, canlı bir şey! Yaşayan tarihin ta kendisi! Dikkatle, özenle okuyun...

80’lerde Çocuk Olmak, hem bir kitap ismi, hem de bir kuşağın en büyük özlemlerini, yaşanmışlıklarını içinde barındıran yolculuğun özel ve güzel adı. Bu kitapta bir araya gelmiş 90 kadar yazar var. 1980’lerde çocuktu onlar... Hepsi aynı kuşaktan… Sayfalarda gizlenen anılarda herkes kendinden bir şeyler buluyor. Fazıl Say’dan Gürgen Öz’e, Eylül Duru’dan Bülent Çolak’a, Onur Behramoğlu’ndan Erdem Aksakal’a, Göksel Bekmezci’den Ahmet Büke’ye, Barış Müstecaplıoğlu’ndan Yiğit Değer Bengi’ye dek, adları buraya sığmayacak onlarca yazar ve sanatçı bu kitap için çocukluklarını, anılarını, aşklarını, oynadıkları oyunları, 1980 darbesinin kendilerinde ve ailelerinde bıraktıkları kara tortuyu, yüzlerce ayrıntıyı bazen bir çocuk, bazen bir yetişkin gözüyle kaleme aldı. Yaklaşık üç yıllık bir çalışma sonucu doğan 80’lerde Çocuk Olmak kitabı, her kuşağın el kitabı olacak nitelikte. Dönemin pembe dizileri, ünlü oyuncuları, en çok izlenen çizgi filmleri, mahalle abileri, sokak kavgaları ve oynanan unutulmaz oyunlar, atari salonları, fırlamalıklar ve ergenliğe geçiş hikâyeleri, birbirimizle konuşurmuş gibi doğal bir şekilde anlatılıyor. Evet, bizler büyüyoruz ama çocukluğumuz ve yaşanmışlıklar orada öylece duruyor. Yolculuğumuza siz de katılın...

Kitabımızı 80’lerin aydın insanlarına, halk kahramanlarına, üniversite gençliğine ve 80’lerde doğup kaybettiğimiz tüm çocuklara ithaf ediyoruz.

Kadir Aydemir’in yayına hazırladığı bu kitap ayrıca anlamlı bir doğum günü hediyesi. 80’ler çocuklarının hiç yaşlanmadığının, hep çocuk kalacağımızın bir ispatı... Bu yıl, Türkiye sanal âleminin en eski ve köklü şiir-edebiyat sitelerinden Yitik Ülke’nin (www.yitikulke.com) 10. yaşını kutlarken, bu kitapla, anılarına sahip çıkan herkesin de doğum gününü kutluyoruz.

Bu toplum belleksiz değil! Bizler de unutmadık ve yazdık!

Yaşasın 80’lerde çocuk olmak!"

“80’lerde Çocuk Olmak” kitabında yazılarıyla yer alan yazarlar şöyle: Yeşim Ağaoğlu, Onur Akbudak, Alper Akdeniz, Erdem Aksakal, Neyran Savaşman Akyıldız, Çiğdem Aldatmaz, Figen Alkaç, Sema Aslan, Hürcan Âşık, Mustafa Atapay, Kadir Aydemir, Eda Aytekin, Nil Esra Başaran, Ezgi Başkır, Suat Başkır, Barış Behramoğlu, Onur Behramoğlu, Göksel Bekmezci, Sinem Bengi, Yiğit Değer Bengi, Ersan Bengisu, Hasip Bingöl, Ahmet Büke, Elmira Cancan, Gökçenur Ç., Şebnem Çağlayan, Tunca Çaylant, Kader Çekerek, Serdar Çekinmez, Murad Çobanoğlu, Bülent Çolak, Elçin Demiröz, Özge Ç. Denizci, Ömer Faruk Dizdar, Eylül Duru, Galip Dursun, Sine Ergün, Azim Raşit Ersoy, Elif Savaş Felsen, İdil Giray, Pınar Gözpınar, Nilay Sağ Gülalp, Eda Günay, Koray Günyaşar, Yasemin Gürkan, Sanem Güven, Nefin Huvaj, Aydın İleri, Necla İret, Deniz Yalım Kadıoğlu, Gülay Kalkan, Bekir Arslan Kopuz, Ulaş Kurugüllü, Ahmet Küçükkayalı, Ece Erdoğuş Levi, Barış Müstecaplıoğlu, Engin Neşeli, Pınar Nurhan, Pelin Onay, Esra Ovalı, Yaprak Öz, Gürgen Öz, Şahin Özbay, Özlem Özyurt, Hatice Topal Özçoban, Nilüfer Özgeren, Sedef Özkan, Erol Özyiğit, Murat Prosciler, Tomris Sakman, Fazıl Say, Hakan Sim, Güray Süngü, Melih Süsleyen, Müjgan Şahinoğlu, Melike Aslı Şahinsoy, Ümit Şener, Seda Tansuker, Filiz Tanya, Erkut Tokman, Alper Turgut, Murat Türkücüoğlu, Serkan Türk, Papyon Tayfun Türkkan, Ferhat Uludere, Gül Yaşartürk, Özlem Yıldız, Hande Yöremen, Zeynep Zişan ve Güncem Topçu. Kitaba Punto Dağıtım kanalıyla tüm kitabevlerinden ve yurtiçi yurtdışı online kitap satışı yapan www.pandora.com.tr kitap sitesinden ulaşılabilir.
 
28 Ekim 2010

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...