2 Aralık 2009 Çarşamba

UNDERGROUND KÜLTÜR VE ROCK MÜZİK


"Kurt Cobain belki kötü müzik yaptı ama daha önceden kimsenin yapmadığı bir seyi yaptı."

"Brett Anderson'in bir lafı vardır,; "hiçbir zaman homoseksüel bir iliski yasamamıs biseksüel gibi hissediyorum." Ben de bunu hissediyorum, hiçbir zaman böyle bir deneyimim olmadı ama böyle hissediyorum kendimi. "

"Sex Pistols solisti sürekli burnuyla oynuyor, kulaklarını temizliyor, iğrenç bir herif yani, ama çok ilgi çekiyor bu."

"Velvet Goldmine'da bahsettikleri aslında Iggy Pop ve David Bowie'nin yasamıdır. Bunlar beraber yatıp kalkan ,aynı zamanda beraber müzik yapan insanlardı. Cinsel ne paylastılar bilmiyorum ama sonuçta cinsel hissiyatı ön planda olan bir müzik zaten yaptıkları. Öyle bir sey ki her insanın doğrusu var, her insan da doğrusunu, kimi bankada çalısarak, kimisi muhasebeci olarak, kimisi müzik yaparak ortaya koyuyor."

"aa erkek küpe takıyor, kesinlikle ibne olmak zorunda." Böyle bir sey yok. Efemine olmak güzel bir sey. Bir kadın gibi duygulara sahip olabiliyorsan eğer, bu zaten senin için bir velinimet. Kadın duygusuna sahip olup erkek gibi görünmek. Bence bu çok güzel."

Suitcase'in solisti Deniz Özberk ile söyleşi...tamamı Underground Istanbul Nisan 2008 sayı 4...

23 Kasım 2009 Pazartesi

KARAKALEM 2 UZUN BİR ARADAN SONRA PİYASALARDA..




KARA PERDE'DE "Bir Beden Yüzlerce Karakter:Johnny Depp" yazımı bulabilirsiniz..


2. SAYIDA....

-Hayat 012345678910’dır: Hakan Günday

-Cadıların İnsan Avı: Aydilge

-İkinci Hayat: Hakan Bıçakçı

- Thomas de Quincey - Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet: Çağdaş Çetinkaya

-Berk İmgesi Üstüne Fragmanlar: Rafet Arslan
-(Kara Perde) Dead Man: Veys Çolak

-(Kara Perde) Bir Beden Yüzlerce Karakter: Melike Aslı Şahinsoy

-Şiirde Mana Osuruktur: Tamer Sağır

-İskarpin Giyme Pis Olur: Sami Özer

-Mor Işıklar Saçan Kadın (Anne Sexton): Yekta Yeniay

-Anne Sexton’dan Şiirler: (Çeviri) Nurduran Duman

-Büyülü Sözlük: Zeynep Çolakoğlu

-Marilyn Manson-Cehennemden Canlı Yayın: Emre Varışlı

-İsa ile Trajik Bir Akşam Yemeği: Erkan Doğanay

-Şeytan’ın Türkçe Sözlüğü: Sabri Kaliç

-Hasarsız Kul Olmaz: Cemal Avcı

-Diyalogo-1 (Sadık Yemni ile Söyleşi): Halil Gökhan

-“Kadınca Duyarlık”tan “Kadın Duyarlığı”na Şükufe Nihal: Mehmet Akif Ertaş

-Postmodern Divan Şiiri: Zeynep Zişan

-Modern Halk Şiiri: Tahir Akay

-Yeni Kurduğum Düşümde Dans Edecek Balerin Aranıyor: Çağdaş Yerlikaya

-Karakalem Bi Dünya: Ralph Hodgson / Çev: Volkan Hacıoğlu

Görseller:

Utku Atalay
Natalie Shau
Furkan Birgün
Stefenia Mikulec

Şiirler:

M. Fikret Kuşkan
Nurhak Kaya
Yaprak Ünvar
Melek Avcı
Şakir Özüdoğru
Ercan Özkan
Farma Nur Türk
Kenan Yücel
Emirhan Esenkova
Büşra Kurtar
Yaşar Karakoç
Kübra Gedikli
Duygu Öktem
Alper T. İnce
Sandi
Özlem Güner
Ergun Atila
Mustafa Burak Sezer

3 Eylül 2009 Perşembe

FELSEFİK FAB FOUR: THE BEATLES!


happiness is a warm gun
happiness is a warm gun, mama
when i hold you in my arms
and i feel my finger on your trigger
i know no one can do me no harm
because happiness is a warm gun
-yes it is.

Mutluluk (sıcak) patlamıs bir silah
Mutluluk (sıcak) patlamıs bir silah, anne
Seni kollarımda tuttuğumda
Parmağımı tetiğinde hissettiğimde
Biliyorumki kimse bana zarar veremez
Çünkü mutluluk sıcak bir silah
-evet öyle.



Kimi zaman bizi kucaklayıp çilek tarlalarına götürmüs, kimi zaman sarı bir denizaltına bindirip dalgalara karsı savastırmıs, bazen sana tüm gereken sevgi, bazen de mutluluk sıcak bir silahtır diyerek dibe çarpıp tekrar yukarı sıçramamızı sağlamıs, çiçek çocuklar gibi bir jenerasyona ön ayak olmus ve bir devri baslatmıs- öteki zamanlarda da Helter Skelter ile kaos yaratarak, punkın merkezine yolculuk kapılarını açmıs aynı zamanda dünyanın en bir seri katiline bile ilham kaynağı olabilmis garip bir grup The Beatles. Anlatmaya ise gücüm yetmez, o yüzden bu ise
hemen simdi burada soyunmak gibi bir niyetim yok. Kitap mı, elbette oturup anlatmak istesem haklarında bir değil, birçok kitap yazabilirim. Simdi ise baska bir seyden bahsetmek istiyorum.

Kültürel ve sosyal alt kimlik olusturmada önemli bir yeri var Beatles’ın. Jenerasyon X’lerin olusmasına yol açmakla kalmayıp bir yapıtası olarak Britpop felsefesinin kökenini olusturdular. British invasion - İngiliz istilası, milliyetin öne çıktığı bir söylem gelistirdi ve sınırları astı. 1964’te bu istilayı baslatan en büyük grup tabii ki The Beatles oldu.

The Beatles, Kuzey Amerika’ya ayak basar basmaz sansasyonların ardı arkası kesilmiyordu.


....devamı 46 Karakalem Mayıs 2009 sayısında..

EVRENSEL HALK OZANI BOB DYLAN


"when you think that you've lost everything,
you find that you can always lose a little bit more"

“her şeyi kaybettiğini düşündüğün anda
anlarsın ki, her zaman biraz daha fazlasını kaybedebilirsin”


diyerek aslında hayatın tam da ne olduğunu anlatır bize Bob Dylan… Kendi yaşadıklarından feyz alarak yola çıkar. Karşımıza her dönemde dolaysız anlatımı ile dikilir ve söyleyeceklerini süslü sözlere başvurmadan doğrudan söyler, gözünüzün içine baka baka kalbinize doğru kıvrılır.



...devamı 46 Karakalem Mayıs 2009 sayısında..

BİR BEDEN; YÜZLERCE KARAKTER: JOHNNY DEPP



“Wuthering Heights”ı 10 kez izleyen bir romantik, çocukların bir yaşına basınca bir sarhoştan farksız olduğunu savunan ama aynı zamanda paparazzilerin çocuğunun resmini çekmesi halinde burnunu ısırıp sonra da yutacağını söyleyen, hala barbie bebeklerle oynayıp, kadın kıyafetleri giymeyi seven, büyümeyen, annesinin verdiği tavsiyeyi hayat felsefesi haline getiren, palyaço fobisi olan, 13 yaşında bekaretini kaybeden ve 14 yaşındayken dünyadaki bütün uyuşturucuları denemiş, şöhreti sevmeyen rahatsız bir yıldız o. Bir bedende yüzlerce karakter yaratabilen çoklu kişilik Johnny Depp…




Kimi zaman sersem Jack Sparrow’un altındaki zeki karakter, kimi zaman makas elleriyle tüm mahalleyi biçen gotik bir ucube, kimi zamanda Benny and Joon’da olduğu gibi Buster Keaton ve Charlie Chaplin taklitleri yapan Sam… Bazen çikolata fabrikasında cücelerle yaşayan garip Willy, bazen arzulu, tutkulu genç yeni yetme yönetmen Ed Wood, veya bir zamanlar Meksika sokaklarında salınan kör Sands… Bir bakmışsın Fleet sokağının şeytan berberi Sweeney Todd, bir bakmışsın Elm Sokağında kabuslar gören Glen Lantz birden Don Juan olmuş kadınların kabini fethediyor… sonra kafanı çeviriyorsun ve görüyorsun ki deli yazar Mort karısını öldürüyor ve bahçesine gömüyor; gizli penceresinin manzarası bu anlamda inanılmaz… Sonra Victor van Dort olmuş ölü gelini toprağın altından çıkarıp kendine aşık ediyor.

....devami Karakalem sayı 2.(Yasakmeyve ile beraber istemeyi unutmayın..)

...yazı aynı zamanda Herşeye Karşın sayı 15'de...sayfa 36'da....

24 Temmuz 2009 Cuma

DÜNDEN BUGÜNE ROCK MÜZİK

Yaşam içerisinde birçok alternatif barındırır ve kendi yaşamımızı yaptığımız seçimler doğrultusunda biz yaratırız. Mesele seçim yapmaktır. Kıyafet stilimizi, dinlediğimiz müziği, arkadaşlarımızı, yemeğimizi seçeriz ve tüm bu seçimler toplum içerisinde durduğumuz yeri belirler.

Seçtiğimiz müzik türü ise bizi bize anlatan, kimi zaman kendimize olduğu kadar çevreye de tanımlayan, bizde oldukça önemli bir boşluğu dolduran bir olgudur. Yapılan araştırmalarla kanıtlandığı üzere müziğin iyileştirici gücü yadsınamaz. Gerek fiziksel gerek psikolojik hastalıkları iyileştirmede kullanılan müzik terapisi uygulanan bir yöntemdir ve müzik aleti çalan kişilerin de zeka puanlarında artışlar kaydedilir. Bu anlamda dinleyen kişiyle çok büyük ilişki kuran müzik öyle güçlüdür ki, zaman zaman dinleyicinin duygularını değiştirme gücüne de sahiptir. Dünya sahnelerinde değişim gücüne en fazla tanıklık ettiğimiz müzik türlerinden biri rock müziktir.

.............devamı Teknobilet Temmuz 2009 sayısında)

18 Mayıs 2009 Pazartesi

KATLİAM CERRAHI: KARINDEŞEN OKAN


KARAKALEM'İN MAYIS-HAZİRAN SAYISI PİYASADA...


"KATLİAM CERRAHI: KARINDEŞEN OKAN"



Katliam Cerrahı Karındeşen Jack'i işlediği tüm cinayetlerle birlikte sayfalarına konuk eden Karakalem, bununla yetinmiyor, yeni bir karındeşenle; Karındeşen Okan'la tanıştırıyor okurlarını. "Karındeşen Jack bana çok tanıdık geliyor" diyen Okan Bayülgen, 1800'lü yılların kostümlerini giyinip, Jack'in o ünlü bıçağını eline alıp sokakların puslu karanlığında, Karakalem dergisi için geçti Mehmet Turgut'un objektifinin karşısına.


Okan Bayülgen, "Viktoryen ahlâkın kokuşmuş yanını simgeleyen bir figür. Tek başına karanlık bir mitoloji... Kurbanla katil, yalanla gerçek ya da aşkla tiksinti gibi birbirini hem doğrulayan, hem reddeden şeylerin karışımı." diye tanımlıyor Karındeşen Jack'i ve tarihin gelmiş geçmiş en cani katili hakkında şunları söylüyor:


"En korkunç deliler soğukkanlı ve kontrollü olanlardır. Bu nedenle yarattığı dehşetin içten içe bir çekiciliği de vardı. Otoriteyle dalga geçti. Polise 'Hadi, yakalasanıza beni' diye mektuplar yazdı. Buna karşılık, çok dikkatli ve özenliydi. Aslında 'normal' bir insanın en az seveceği mesleği, en büyük tutkuyla icra ediyordu. Ne olursa olsun işini bitirince hiç varolmamış gibi çekip gitti."
İSA'DAN DA POPÜLER: THE BEATLES

LARS VON TRIER ve DOGMA 95

ALTIN KRAMPON: MARADONA GOOD, PELE BETTER, GEORGE BEST

TEK BİR KÜFÜR İÇİN: HAKAN GÜNDAY

USLANMAZ BİR ART-TERÖRİST: DUCHAMP

BÜTÜN POETİKALARIN ORTAK PAYDASINDA: MEHMET AKİF ERTAŞ

BİR MANGA KLASİĞİ: FULLMETAL ARCHEMİST

KONTROLKULESİ: DENİZ DURUKAN

JOHN MALKOVICH OLMAK: MEHMET TURGUT


" SILA'NIN YÜZÜYLE; ÇİRKİN ADAM GÜZEL İNSAN BOB DYLAN

Karakalem, Bir süre önce Tarantula adlı kitabı Türkçeye kazandırılan, Nisan sonunda da Together Throught Life adlı yeni albümü piyasaya çıkan "Çirkin Adam Güzel İnsan" Bob Dylan'ı da sayfalarına konuk etti. Hem de Bob Dylan'ı bile şaşkınlığa uğratacak bir sürprizle!

Mehmet Güreli, Gökalp Baykal, Melike Aslı Şahinsoy, Ali Deniz Uslu, k. İskender gibi isimlerin Bob Dylan hakkındaki izlenimlerine yer veren Karakalem dergisinde, ünlü pop şarkıcısı Sıla da Mehmet Turgut'un objektifinin karşında Bob Dylan oldu!

Sıla, "Ozandı, yetkindi, tamamdı, kocaman bir adamdı. Devdi, cücelere rağmendi." diye tanımladığı Bob Dylan'ın kılığına girerken yaşadığı heyecanı şöyle dile getiriyor:

"Çekim günü aynanın karşısında hiç aldırmadım kendime, yüz vermedim heyecanıma. Hazırlandım. Saçlarımı kabarttım, taktım malum gözlükleri, yaktım sigaramı. Knockın on Heaven's Door çalıyordu ve nasıl olduysa artık, aynadaki ben değildim. O'nun için ilikledim önümü, O'nun için çektim ciğerime dumanı. Bir kez daha eğildim varlığının önünde, bükülemeyenlerin de adına."

Saçlarıyla, o meşhur gözlüğüyle, duruşu, bakışıyla Dylan'dan daha Dylan olan Sıla'nın bir de özlemi var Bob Dylan'la ilgili:

"Bir gün, bir yerde tanışmak olsun benim ümidim. İster bir bardak daha kahve içelim gitmeden,

isterse hırslı birine benzemiyor, yazsın hakkımda!"

LANETLİ BİR YAZAR: PHILIPH RIDLEY ve KÜRKLÜ MERKÜR

KÖTÜCÜL TANRI: LAUTREAMONT

ŞEYTAN'IN TÜRKÇE SÖZLÜĞÜ ve BÜYÜLÜ SÖZLÜK

BEAT GERİ GELİYOR: GALERİ 6'DA ALTI OZAN

POSTMODERN DİVAN ŞİİRİ

KARAKALEM Bİ DÜNYA: FRANÇİS CABREL

KEYİF VERİCİ YAZILAR: KADİR AYDEMİR

SÖYLEŞİ: LAMBADA GENÇLİK ATEŞİ ÇOCUK HİBRİT ve AYÇA ŞEN

ENKİ BİLAL BİZZAT İSTANBUL'DAYDI; ENKİ BİLAL PORTFOLYESİ

ayrıca:

ŞİİRLERİYLE: Deniz Durukan, Fikret Kuşkan, Osman Olmuş, Rafet Arslan, Nur İpek Önder, Eza Berr, Yavuz Özdem, Emel İrtem, Ferhad Gülsün, Volkan Şenkal, Sinan Praxis, Zeynep Zişan

ÖYKÜLERİYLE: Edgar Allan Poe, İhsan Alaittin Bilgen, Nilüfer Açıkalın, Handan Gökçek

YAZILARIYLA: Melike Aslı Şahinsoy, Zeynep Gülsoy, İlker Ortaç, Şehnaz Çalışkan, Zeliha Demirel, Ceyda Kafadar, Zeynep Çolakoğlu, Sandi, Hüseyin Araz, Özge Öztürk, Sabri Kaliç, Alper T. İnce, Togan, Deniz Kömek, Harun Atak, Kaan Koç, Oz Büyücüsü, Merve Çolakoğlu, Ahtel Seven, Ümit Kireççi

SÖYLEŞİSİYLE: Necati Eker

29 Nisan 2009 Çarşamba

KIRKALTI KARAKALEM NİSAN 2009


YENİDEN KARAKALEM

2007 Ekim'inde Yüxexes Karakalem adıyla yayın hayatına atılan, geçtiğimiz son üç ayda yayınına ara veren Karakalem dergisi, değişen kapak tasarımı ve görsel yapısıyla, bu kez Kırkaltı Karakalem adıyla okuruyla buluşuyor. “Dışarıda” kalmayı tercih eden her türlü sanat, edebiyat oluşumunu içine almayı hedefleyen Karakalem, kara edebiyatın, şiddetin ve karşı duruşun estetiğini yakalamaya devam edecek. Genel Yayın Yönetmenliğini Altay Öktem'in, Fotoğraf Direktörlüğünü Mehmet Turgut'un yaptığı Kırkaltı Karakalem'in Nisan 2009 sayısı, 20 Mart'ta tüm Türkiye'de piyasaya çıkacak.

Kırkaltı Karakalem'in Nisan sayısında, “Batman Kara Şövalye” adlı filmi çevirdikten sonra aramızdan ayrılan Heath Ledger'ın müthiş oyunculuğu sayesinde tekrar gündeme gelen Joker karakteri, tüm yönleriyle inceleniyor. Hatta Joker, Karakalem sayesinde yeniden canlanıyor! Çünkü ünlü oyuncu Fikret Kuşkan, saatler süren kostüm ve makyaj hazırlıklarının ardından, bambaşka bir yüzle, gerçek bir Joker olarak geçti Mehmet Turgut'un objektifinin karşısına.

Kanlı insanlık tarihinin kazıklı kralı Vlad Tepes, nam-ı diğer Dracula da bu sayının kapsamlı dosyalarından biri. Eroin Güncesi adlı kitabıyla Yeraltı edebiyatımıza adını unutulmaz harflerle kazıyan ve umulmadık bir anda altın vuruşla aramızdan ayrılan Kanat Güner de, underground çevrenin yakından tanıdığı bir yazarın, Sandi'nin kalemiyle anılıyor.

Bir yanı şeytani, bir yanı komik bir çizer; Bahadır Baruter, hayatını her yönüyle anlatıyor Deniz Durukan'a. Bununla da kalmıyor, inanılmaz pozlarla çıkıyor Mehmet Turgut'un karşısına.

Cemal Süreya'nın ebeveyn motifine yaklaşımı kapsamlı bir biçimde incelenirken, Altay Öktem önemli Kürt şairi ve aydını Kemal Burkay'la geniş bir söyleşi yapıyor. Fotoğrafçı kimliğiyle Umay Umay, şair kimliğiyle Fikret Kuşkan, Celine yazısıyla Hakan Günday, Şeytan'ın Türkçe Sözlüğü'yle Sabri Kaliç, yazar ve müzisyen Aydilge, Hakan Bıçakçı, çizgi roman ve anime dosyaları, Chuck Palahniuk, Arundhati Roy incelemeleri, modern halk şiiri, postmodern divan şiiri derken, daha onlarca yazar ve sanatın bir “üst-dil” değil “dış-dil” olduğunu kanıtlayan onlarca konuyla dopdolu Kırkaltı Karakalem.

FİKRET KUŞKAN'IN GÖZÜNDEN JOKER

“Acımasız dünyadaki en büyük erdem şanstır”Joker bir şanstır. Eğer elindeki kartları doğru oynarsan. Aksi halde elinde patlar o şans. Bazen Kara Şövalye’deki Joker gibi elin ne kadar kötü gelirse gelsin, elindeki kartla tüm oyunu çevirebilirsin. Deha ve delilikle…

Fikret Kuşkan

“Delilik Yerçekimi Gibidir!”Tuhaf tabii, bir deste kâğıdın içinde tek farklı ve benzemez olan bir kâğıt. Gelir ve ortalığı karıştırır. Ve bir anda her şeyin yerine geçebilir. Senin yerine bile. Sonra bir bakarsın ki, o zaten hep senin içinde, bir yerlerde saklı kalmış. Sorun şu, bir yerde okumuştum; “sen sicili temiz ama ruhu kirli kalmış” olarak saklanırsın. Joker ise hep ortadadır.Fikret Kuşkan“Nedensiz Kötülük! Ya da en iyiyi seçip aşağıya çekmek”Aslında Joker’in kötülüğünün nedeni yok. Altında yatan bildiğimiz, geçerli bir hikâyesi de yok. Sebebi olan kötülüğü belki anlamaya çalışabiliriz. Ama saf kötü olan birçok insan var hayatta. Kötünün en büyük zevkidir, zaferidir en iyiyi seçip aşağıya çekmek. Belki de tabiat, iyiliğin karşısına kötülüğü koyarak sınavdan geçiriyor insanı.

Fikret Kuşkan

“Hak edilmiş bir kahramana değil, halkın istediği kahramana ihtiyaç duymak…”Yığın dediğimiz şeyin ardında sürü psikolojisi var. Sürünün dışına çıkanı kurt kapar derler ya, hayır! Gidip kurtların lideriyle arkadaş olur onlar. Yani kurt kapmaz onları.

Fikret Kuşkan

24 Nisan 2009 Cuma

Karakalem Kumpanya!


Hayko Cepkin ile tam tekmil müzikte Deniz Durukan ve ben iyi polis kötü polisi oynuyoruz...Evet, kötü polis benim... Sakın kaçırmayın derim... Lezizzz olacak;)

14 Mart 2009 Cumartesi

Karakalem Kumpanya 1


2007 Ekim'inde Yüxexes Karakalem adıyla yayın hayatına atılan, geçtiğimiz son üç ayda yayınına ara veren Karakalem dergisi, yeni bir yapılanmayla, bu kez Kırkaltı Karakalem adıyla yoluna devam ediyor. “Dışarıda” kalmayı tercih eden her türlü sanat ve edebiyat oluşumunu içine almayı hedefleyen Karakalem, kara edebiyatın, şiddetin ve karşı duruşun estetiğini yakalamaya devam ediyor. Ünlü isimleri kendi tarzında fotoğraflamasıyla tanınan Mehmet Turgut'un sıra dışı kapak çekimleri de sürecek Karakalem'de.




Mehmet Turgut ve Altay Öktem'in birlikte yayınladıkları Karakalem, Kumpanya etkinlikleriyle, sadece bir dergi değil, sanatsal bir oluşum olma yolunda da ilerliyor. 14 Mart'ta Beyoğlu İmam Adnan Sokak'taki Vertigo Cafe'de gerçekleşecek Kumpanya, saat 13.00’te başlayıp 21.00'e dek sürecek. Edebiyat, müzik, tiyatro, fotoğraf, sinema, performans ve sergilerin iç içe geçtiği Karakalem Kumpanya'nın programı şöyle:



13.00-14.00: Kara Kısa Filmler
David Lynch
Jan Svankmajer
Le Marche Des Sans

14.00-14.15: Doğumla Ölüm Arasındaki Muhtelif Şeyler ve Karakalem
Altay Öktem

14.15-15.30: Panel: 2000'li Yıllarda Şiir
Küçük İskender
Kadir Aydemir
Gonca Özmen
Kaan Koç
Nurhak Kaya
Yöneten: Deniz Durukan

15.30-16.00: Performans: Lirik Muhalif Şiir
Banu S. Samur - Ümran Kio
Bendir/Duduk: Mahir Karayazı

16.00-16.30: Konser
Solist: Gül Ak
Gitar: Deniz Ağan

16.30-17.00: Performans
Rafet Arslan ve Şebekesi

17.00-18.15: Panel: Geçmişten Bugüne Türk Rock Müzik
Nejat Yavaşoğulları (Bulutsuzluk Özlemi)
Ogün Sanlısoy
Deniz Durukan
Onur Özdemir (Sakin)
Yöneten: Melike Aslı Şahinsoy

18.15-19.00. Gösteri: Huzursuz Performans
Zinnure Türe
Ümran Kio
Çiğdem Gündüz
Suat Başkır
Mehmet Şeker

19.00-20.00: Mehmet Turgut / Foto Dark

20.00-20.45 Konser: Başka Şarkılar
Nilüfer Açıkalın
Gökhan Dabak

Video-Art: Kara Nutuk
Suat Başkır

İllüstrasyon/ Çizim Performans
Rıdvan Şoray
Özgür Öztürk
Resim Sergisi
Suzan Akkaya

Giriş 10 TL. (Bir Bira Dâhil)
14 Mart 2009 Cumartesi
Beyoğlu Vertigo Cafe(İmam Adnan Sok. No: 8 Kat: 3)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...