26 Aralık 2013 Perşembe

Bir masaldı Türkiye... peh peeh peeehhh!





Bir varmıııış, bir yokmuuuuş... Çook uzak olmayan diyarlarda, büyük diyarların arasına sıkışmış yüzölçümü ufak ama kendisi çok büyük bir ülkecik varmış. Coğrafi konumu o kadar stratejik bir noktadaymış ki, yıllarca bu nedenle ne badireler atlatmış, ne oyunlara gebe kalmış, ne oyuncak olmuş anlatılamazmış, yaşanırmış.

Kurulurken ne soylu, ne güçlü ne gururlu kurulmuş, başı dik, omuzları yüksek... Ne yüce bir liderin elleriyle; tüm halkla omuz omuza, göğüs göğüse, göz göze savaşarak, yoktan bir demokrasi var edilmiş. Ne heyecanlı, ne gelecek vadeden, ne modern bir ülkeymiş. 

Mustafa Kemalmiş bu ülke bir zamanlar.. Ne lidermiş, neredeyse bir asır sonrasını görmüş, Cumhuriyet Başsavcısı diye bir kavram koymuş ortaya ki, gelecekte Cumhuriyete tehdit görürlerse sistemi korusunlar diye...

Aradaaaan yıllar geçmiş. Garip garip adamlar türemiş yüce divandan uyuklayan, sızan, kavga eden, küfreden. Bu küllerinden doğan ülke siyasetçilerin elinde oyuncak olmuş. Tüm siyasetçiler birer bebekmiş.. Biri ağlamış onun eline vermişler ülkeyi. O susmuş, diğeri "ben de isterim" demiş bu kez onun eline vermişler ülkeyi. Ülke sallanmıııış durmuuşşş, içindekiler de bu beşikte uyumuuuuş uyumuş.



Nerde kamlıştık, eveeet, Uyuyan Güzelin eline iğ batınca kötü cadının büyüsü sayesinde tüm krallık uykuya dalmış. Bir prens gelip Uyuyan Güzeli öpecek diye bekleyedursunlar, kimse söylememiş onlara öyle bir prensin bir daha çıkıp gelmeyeceğini. 


Bu sırada, gerçek dünyada olaylar, olaylaaar almış başını gitmiş. Dur durak bilmezmiş.. O onu gazlamış, o onun kafasına mermi sıkmış, çocuklar soğuktan donmuş, fakirlikten kiminin ağzı kokarken, kimisi milyonların içinde yüzerken boğulmuş... tarafsızlık diye birşey kalmamış, şu rüşvet almış, bu onu gammazlamış, komşu komşunun külüne muhtaç değilmiş artık, tencere tavasına laf eder şikayet eder olmuş. İnsani bir tarafı kalmamış kimsenin. o Cumhuriyet Başsavcılarını ülkenin polisleri bile dinlemez olmuş. Katiller adam, tecavüzcüler masum, sübyancılar ağa olmuş bu ülkede. Suçsuzlar suçlu, ayaklar baş, suçlular kral olmuş.  Devran dönmüüş, düzen yok olmuş, ülke bozulmuş.. Çürümüş, kokuşmuş...



O kadar çürümüş, o kadar çürümüş ki, içten içe çürüyen ülkenin kokusu taa uzak diyarlara kadar duyulmuş. Artık pisliğini saklayamaz olmuş. Yedikçe mide ağrısı yapmaya başlamış, mideleri ve bağırsakları bozulanlar ortaya bırakmaya başlamışlar. Artık bu da herkesler tarafından görülmüş. Yandaşlar birer birer dönmeye içlerindekileri kusmaya başlamış. "Dökün içinizi rahatlayın" demiş halk onlara. "Giderken yanınızda götürebildiğiniz kadar arkadaşınızı da götürün hiç sakıncası yok.. ne de olsa yol arkadaşısınız"

Bir varmıış, bir yokmuş bu ülke. 
Bu ülke kolay kolay kazanılmamış. Yedirmezlermiş adama. 
Bir daha küllerinden var olurmuş, ne olacak ki.. yeter ki birlik beraberlik bozulmasın, 
herkesin farkındalığı artsınmış...

Gökten üç elma düşmüş sonra... sonra 5, sonra 10, sonra 20...



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...